Çocuklar, sözcükleri birleştiripte mana katmaya başladıklarından itibaren kıssalarla ilgilenirler. Yaş özelliklerine nazaran birkaç cümleden oluşan kıssa kitapları olduğu üzere birkaç karakterden oluşan uzunca öykü kitapları da vardır. Bunun dışında objeleri tanıtan 1-2 yaşlar için kitaplarda vardır. Değerli olan tek faktör değildir. Kitapların özellikleri; fotoğrafları, tabanı, yazıları, içeriği ve sunumuyla birlikte düşünülmelidir. Kitapların fotoğraf özellikleri yaşa uygun olmalı, küçük yaş guruplarında ayrıntısız, karışık olmayan, kahraman sayısı az, renkler ayırdedici halde kullanılmalıdır. Yaş büyüdükçe kahraman sayıları artmalıdır, renkler sayı ve tonlama olarak geliştirilmiş formda kullanılmalıdır. Taban olarak, banyoda küçük yaş gurupları için hazırlanan, ıslanmayan şekilde kitaplar olabilir, kumaştan hazırlanmış ve kağıttan hazırlanmış yerler kullanılabilir. Yaş gurubu küçük hayli, yırtılmaması için kalın bir kağıt yer kullanılmalıdır. Sayfa sayısı yeniden yaşla birlikte çoğalır. Sayfada fotoğrafların ve yazının istikrarlı ve yaş dikkate alınarak düzenlenmesine dikkat edilmelidir. Kitabın çocuğa anlatılması, okunması da ayrıyeten değerlidir. Okulöncesi kurumlarında okurken dikkat edilecek özel durumlar vardır. Ancak bir yetişkin tarafından konutta okunacaksa okuma vakti, ilgi çeken vakti planlama, ses tonunun yanlışsız kullanımı, merak uyandırma, fotoğrafları çocuğa gösterme ya da sadece anlatım olarak düşünme üzere planlanmalıdır. Seçilen kıssanın eğlendiriciliği, bilgi verici olması değerlidir.
MİNİK BÖCEĞİN AYAKKABILARI
Önce vakit içinde kalbur saman içinde küçük minnacık, kırmızı renkli bir böcek varmış. Bu çok şirin böceğin bir-iki-üç-dört-beş-altı tane bacağı varmış. Tam altı tane …
Annesi ona ayakkabı almak istemiş. Gitmişler ayakkabı mağazasına… Bakmışlar ayakkabılar çeşit,çeşit… İçinde pembe, yeşil, mavi, sarı, siyah,mor ayakkabılar doluymuş. Ayrıyeten kimisi düğmeli, kimisi ilikli, kimisi de bağlıymış.
Annesi ile bizim şirin böceğimiz ayakkabıları düzgünce incelemişler. Evvel hangi rengi alalım diye düşünmüşler.
Şirin böceğimiz:
– Anneciğim, ben güneş renginde SARI ayakkabı almak istiyorum demiş. Ben bu rengi istiyorum diye ısrarcı olmuş. Ayaklarını birbirine vurmuş, olduğu yerde zıplamış.
Annesi:
– Yavrucuğum, bak çabucak karar verme, başkalarına de bakalım demiş. Yaprak rengi YEŞİL ayakkabıya ne dersin demiş.
– Anneciğim, ben esasen yaprağın üzerinde dolaşıyorum. Onun için ayakkabılarımı farkedemem sonra demiş. Annesi bu sefer SİYAH düğmeli ayakkabıya ne dersin? demiş.
-Anneciğim , ben bu ayakkabıları gözüm zannederim sonra demiş.
Annesi:
– Yavrucuğum, sen çok miniksin, fakat benim her gösterdiğime de bir mazeret buluyorsun demiş.
Satış vazifelisi:
– Bakın burada gökyüzünün renginde MAVİ ayakkabılarım var. Ne dersiniz? Demiş.
Anne ile minik böcek birbirlerine bakmışlar, kocaman SİYAH gözleri ile…Bu ayakkabılar mavi ve bağcıklıymış.
– Anneciğim, biz uçamayan böcekleriz. Ben bu ayakkabıları giyince kendimi uçuyor üzere hissederim. Ooleeey demiş. Ne hoş bir renk, bu renk beni uçurur demiş.
Sonra ayaklarına bakmış.Birden ümitsizliğe düşmüş,Benim bir tane ayağım yok ki;tam altı tane demiş. Ben ayakkabılarımı nasıl bağlarım? Demiş.
Anne böcek:
-Ben sana öğretirim. Biraz sabırlı olmalısın ve öğrenmek istemelisin demiş.
Büyük bir sevinçle bu MAVİ ayakkabıyı almışlar. Ne dersiniz minik böceğimizin ayakkabısını birlikte bağlayalım mı?
NOT: Kıssanın sonunda çocuklara ayakkabı bağlamayı öğretmeyi planlanladım. Hazırlanmış modeller üzerinde çocuğa öğretilebilir, çocukta öğrenmeye motive eder. Renkler hakkında bilgi vermeyi, birtakım davranış kalıplarını öğretmeyi, sayı kavramına dayanak olmayı planladım. Çocuk edebiyatına uygun olmasada fark yaratmak ve ilgi çekilme emelli olarak, girişte masal formu kullandım.
ÖZNUR SİMAV
PEDAGOG-İLETİŞİM VE AİLE DANIŞMANI
Bu yararlı oldu mu??
0 / 0