Çoban

Sorumluluk aldınız ve bireysel/“ben merkezli” ömrünüz yerine evlilik kurumunu/“biz olmayı” tercih ettiniz. Bir sonraki kademede birçok …

Sorumluluk aldınız ve bireysel/“ben merkezli” ömrünüz yerine evlilik kurumunu/“biz olmayı” tercih ettiniz. Bir sonraki kademede birçok özgürlüklerinizden vazgeçtiniz ve anne/baba olmayı istediniz: bir idiniz iki oldunuz, iki idiniz üç/dört… oldunuz. Ömür takviminde ilerledikçe size emanet edilen figürler (eşiniz, çocuğunuz, aileniz, çalışanlarınız, temsil ettikleriniz…) arttıkça sorumluluklarınız arttı.

Eş bir emanettir. Eşini yok sayarak “ben ne dersem o olur” biçimi yaklaşımlar sergilemek, evlilik kurumunun ruhuna karşıttır. Eşine karşı aile içi şiddet uygulayan, zulmeden ve ona gereken pahası vermeyen kişinin durumu ne acıdır: bu olumsuz davranışlar bumerang üzeredir, döner yapan bireye ziyan verir.

Anne/baba, çocuğu ergenlik periyoduna kavuşana ve bu badireli periyodu atlatana kadar ondan sorumludur. Doğumundan beri saf olan çocuğu, ergenlik sonrası şiddete eğilimli oluyorsa, çalıyorsa, palavra söylüyorsa, insanların yaka silktiği bir kişi oluyorsa, tecavüz ediyorsa ve adam öldürüyorsa… anne/babanın kara kara düşünmeleri gerekir ki kendi günahları ile yüzleşebilsinler. “Rüzgâr eken fırtına biçer”: eşini döven babanın çocuğu, minibüsündeki paka tecavüz eder, bıçaklar, yakar. Sonuçta o çocuğun babası, fırlattığı bumeranga amaç olur da her iki dünyada bedbaht olur.

Patron çalışanlarından ve seçimle bir yerlere gelmiş yönetici de temsil ettiği insanlardan sorumludur. Kişi var olduğu günlerde saltanat sürer, yok olduğunda ise vermekte zorlanacağı hesaplarla baş başa kalır da ona kimsecikler yardımcı olamaz.

Unutmamalı ki, “hepiniz çobansınız ve hepiniz elinin altındakilerden sorumlusunuz”.

Bu yararlı oldu mu??

0 / 0

Bir yanıt yazın 0

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Required fields are marked *