Bazen hasta yakınları (ve bazen de hastalar), hastalığı “bireysel tercih” üzere algılarlar ve derler ki: “kendi kendini hasta yaptı”, “hastalığı bile bile ortaya çıkardı”, “kendisi istediği için hasta oldu”…
Hâlbuki gerçekte, kimi tercihleri yapmak elimizde değildir: anne/babamızı, doğacak evladımızı, cinsiyetimizi, ırkımızı, cildimizin rengini, genetik yapımızı, kısmetimizi, vefat saatimizi… tercih etme lüksümüz yoktur. “Olacak ile öleceğe deva yoktur” tabiri bu durumu çok hoş özetler. Biz istediğimiz kadar çaba etsek de bazen dilediğimiz sonuçlara ulaşamayabiliriz, bunun en güzel örneği “vermeyince Mabud, neylesin Sultan Mahmud” kelamının hikayesidir (internetten okuyabilirsiniz).
Muhtemelen elimizde olmayan tercihler üzerinde kelam sahibi olunabilseydi; ensest mağduru olan genç kız, o sapık babanın evladı olmak istemezdi. Zulmüne maruz kaldığı için sakatlanan anne, o zalim evladı doğurmazdı. Cinsiyet/ten rengi/ırk ayrımcılığının sonucu olan şiddete maruz kalmamak için bireyler, alternatif değişimler isteyebilirdi. Mevt saatini ertelemek için tüm imkânlar seferber edilirdi.
Öbürleri üzere hastalıklar için de “benim tercihim değil” diyebilen hasta, doğruyu söylemektedir. Bu nedenle o hasta, hastalığından ötürü sorumlu tutulamaz.
Hastasının durumuna empati yapamayan ve onun halinden anlayamayan hasta yakınının olumsuz sözleri ne kadar insani olabilir ki?
Bu yararlı oldu mu??
0 / 0